Birinci Sırbistan Seferi

Osmanlı tarihinin birinci cildinde görüldüğü üzere 1439'da Sırpların Macarlara terketmiş oldukları Belgrad müstahkem mevkiinden başka bütün Sırbistan tamamiyle Türkler tarafından işgal edilmiş ve Sırp despotu olan Vilkoğlu (Yorgi Brankoviç) Macaristan'a kaçmıştı; fakat bunu mütaakıp Macaristan'a akın yapan Türk kuvvetlerinin birbiri ardından Erdel Prensi Jan Hunyad'a mağlûp olmaları ve daha sonra Haçlılara karşı harbi kaybetmeleri üzerine Segedin muahedesini imzalayarak Sırbistan'dan alınmış olan yerleri geri vermeğe mecbur olmuşlardı (1444).

Segedin muahedesVnin bozulmasından sonra vukua gelen Varna muharebesinde memleketini kurtarmış olan Sırp despotu neticesi malûm olmayan yeni bir maceraya atılmayarak tarafsız kalmış ve 1448 senesindeki ikinci Kosova muharebesinde de aynı tarafsızlığı muhafaza etmiş; fakat Osmanlıların bu gaileli zamanında Türklerin elinde bulunan bazı kaleleri de işgal etmişti; buna karşı Osmanlı devleti yeni bir hâdiseye sebebiyet vermemek istediğinden Sırbistan işinin halli de müsait bir zamana bırakılmıştı. II. Sultan Murad'ın ölümü ve İstanbul'un fethinden sonra Vilkoğlu Yorgi, Edirne'de bulunmakta olan Osmanlı hükümdarına bir heyet göndererek hem fethi tebrik ve hem de vaktiyle Osmanlılara ait iken kendilerinin işgal ettiği bazı kalelerin anahtarlarını takdim etmiş, fakat aynı zamanda Papa'nın teşvikiyle Osmanlılar aleyhine hazırlanmak istenen yeni bir Haçlı Seferine İştirak etmek üzere Macarlarla da görüşmeyi ihmal etmemişti; Osmanlılar Sırp despotunun kendi aleyhlerine olan Sırp - Macar temaslarını casusları vasıtasiyle öğrenmişler ve ona göre hazırlanmışlardı.

Osmanlı divanı, gelen Sırp heyetine kendilerine ait iken Sırplara geçen bu kalelerden başka yine kendilerinin olan diğer kalelerin anahtarlarını da istediyse de red cevabı aldı; bunun üzerine 1454 senesi ilkbaharında Sırbistan üzerine sefer yapıldı. Osmanlı taarruzunu haber alan Brankoviç, Türklerin kendi başkenti olan Semendire üzerine geleceklerini tahmin ederek kaleyi iyice tahkim ettikten sonra oraya beylerinden birisini bırakıp hazinelerini de Türklerin Sivricehisar adını vermiş oldukları Ostroviç kalesine koyup ailesiyle beraber Macaristan'a kaçmıştı. Filhakika Osmanlı kuvvetlerinden biri Semendire, diğeri de Ostroviç üzerine hareket etti ve akıncılar da Sırbistan'ın diğer şehirlerine akın yaptılar. Semendirenin dış istihkâmları alındıysa da kalesi düşmedi; fakat Sivricehisar (Ostroviç) muhafızları hayatlarına dokunulmamak şartiyle teslim oldular; Semendirehûn alınmasından vazgeçildi; ordu avdet ederken Jan Hunyad ile Sırp despotunun Sırbistan'a, geçerek taarruz etmesi ihtimaline binaen Firuz Bey kumandasında 7 olarak otuz iki bin kişilik bir kuvvet Sırbistan'da alıkonmuştu.

Hakikaten bu tahmin doğru çıkarak Macarların Sırbistan'a taarruzu vukua geldi; Firuz Bey bunu önleyemedi ve yaptığı muharebede mağlûp ve esir olarak Vidin ile Niş arasındaki Türk arazisi düşman tarafından tahrip edildi. Bu vakanın haber alınması üzerine Sultan Mehmed bizzat tekrar sefere çıkıp Şehirköyü'ne doğru geldiği sırada Hunyad Macaristan'a dönmüş ve yalnız kalan Sırp despotu ise anlaşmak üzere Osmanlı hükümetine bir heyet yollamış olduğundan geri dönüldü; aradaki anlaşma mucibince Sırplardan alınmış olan kaleler Osmanlılarda kalacak ve bundan başka Sırp despotu senede otuz bin filori ile Türk ordusuna lüzumu kadar asker verecekti.

8 Fatih Sultan Mehmed'in yaptığı bu birinci Sırp seferi esnasında akıncıların buradan esir ettikleri elli bin tutsaktan dört bini İstanbul etrafındaki köylere yerleştirilerek buraların şenlendirilmesine gayret edildi.9 Sırp despotiyle yapılan bu anlaşma Osmanlı hükümdarını tatmin etmedi; fakat şimdilik bu kadarla iktifa edilerek alt tarafı müsait bir zamana bırakıldı (1454).

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Copyright © TarihBilgileri.Net™ is a registered trademark.

Designed by Templateism. Hosted on Blogger Platform.